ERMENEK KÜLTÜRÜ 24 Mayıs 2020, 23:58
AİLE VE ŞAHIS LAKAPLARI
- Ağalar
- Adı Güzeller
- Aşçılar
- Akdoğanlar
- Ayşe Mehmetler
- Ahmet Beyler
- Ak Aliler
- Abit Ağalar
- Akışlar
- Açıkbaşlar
- Arif Ağalar
- Ak Katırlılar
- Abdiler
- Alaiyeliler
- Arap Hafız Oğulları
- Abdurezaklar
- Akz Oğlanlar
- Alamanlar
- Araplar
- B
- Bitliler
- Beğler
- Berbatlar
- Bobafendiler
- Bakırcılar
- Bakılar
- Boranlar
- Bağbağlılar
- Balcılar
- Bobaoğlanlar
- Bülbüller
- Bahçevliler
- Bokabasmazlar
- Bobayiğitler
- Boyacılar
- Bekirağalar
- Bardakçılar
- C
- Çilingirler
- Çıngılar
- Cöhçeler
- Caballar
- Cuburlar
- Cüceler
- Camızlar
- Çil Aliler
- Çandırlar
- Cacıklar
- Çakıcılar
- Ceranlar
- Cüpcüler
- Çüldürler
- Çirkinler
- D
Çalışmalarını bizimle paylaşan Dr. Hüsnü ÜNLÜ'ye teşekkür ederiz.
ATASÖZLERİ
Altı ayda bir tutam, bir ayda altı tutam.
Avrat olan arpa unundan aş yapar, avrat olmayan buğday unundan keş yapar.
Bağı olmayan kisi, martaval yemek işi.
Çene değil hıdirellez şimşeği mübarek.
Çul gibi yağarken, çuval bürünüp içireceksin.
Ekin saptan, üzüm cöpten.
Eriklerden evliya türemez.
Kızım sana derim, gelinim sen anla.
El eli yıkar el de döner yüzü yıkar.
Geçineceksen uykuyu boşla, kışlayacaksan sahilde kışla.
Geline bak geline attan inmeden diline.
Herkes sakız gever ama leyliyi fadimesi gibi sakırdatamaz.
Hoh kara öküzüm dönüm başına kadar geçinceme gerek.
İkiden erim var, yatırtmadan bağım var deme.
İş yanına varana iş, mis yanina varana mis bulaşır.
Kara eşek kayadan uçtu, kaygısı sana mi düştü.
Karadut açtımı soyun, döktümü giyin.
Kışın yaba al, yazın aba.
Koyuna çoban, tarlaya sabah.
Mart martladı tavuk yumurtladı.
Mart yağar nisan övünür, nisan yağar cec övünür.
Öküz öldü ortaklık ayrıldı, inek öldü değişik bozuldu.
Onun toprağını ayvanın dibinden almışlar.
Övünme çördük vardık da gördük, tarlan bıtıraklıymış vardık da döndük.
Rahmet gönemi ile ekilen darıdan, gün donümünden sonra ogul veren aridan, soylemekle tutan karidan hayir gelmez;
bu bir Mihnettir çek yat, çek yat.
Samanlık saray değil, avratlık kolay değil.
Tarlam tarla oldu neylesin tohumu, tarlam tarla olmadi gene neylesin tohumu.
Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın.
Tarlanın ufak taşlısı, öküzün inek başlısı, kızın uzun saçlısı.
Veli emmim eşşeğe binmiş ayakları yerde sürünür.
Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.
Yılın eksiğini nisan yetirir, nisanın eksiğini yıl yetiremez.
BENZETMELER
Ahmadin öküzü gibi bakınmak.
Akmanastır’ın yumuk cevki gibi büzülmek.
Avdan gelmiş tazi gibi solumak.
Goca Osman'ın Toyota gibi yük yüklenmek.
Bülüçlü tavuk gibi gurkuldamak.
Çıldırım çesmesi gibi çıldırdamak.
Çürük ceviz gibi galdırdamak.
Davlumbaz peçesi gibi kararmak.
Elmacı eşeği gibi gezelemek.
Ermeni feneri gibi dönmek.
Farc gibi kızarmak.
Gözlerinden ülübü gibi dokmek.
Günlerin güdük eşegin kuyruğu gibi kısalması.
Gurada duvar gibi durmak.
Husbal armudu gibi sararmak.
Keçi havucu gibi kurumak.
Kıbrıs eşeği gibi kalıplanmak.
Komşu evinden dolma gelir gibi gelmek.
Kurk tavuk gibi kubarmak.
Masa takı gibi kuruya kalmak.
Ölü gözü gibi fersiz yanmak.
Pekmez alacak yörük gibi bakınmak.
Pırpınarı gibi coşmak.
Sahilden gelmiş domuz gibi yatmak.
Satlıcana tutulmuş gibi olmak.
Sürmeli sıçan gibi sürünmek.
Süseğen öküzü gibi bakmak.
Tahrana talvarı gibi darmadağın olmak.
Üstü yok ayakkabi gibi her yerden çıkmak.
Yağmurda kalmış eşek fiskisi gibi şişmek.
Yırtık dondan çıkar gibi çıkmak.
Zemheri pilici gibi büzütmek.
Zengin kalkışı gibi kalkmak.
DEYİMLER
Ağzının kulağa varması: halinden son derece memnun olması ve cok gülmesi.
Ermenekli nar göbekli.
Çam devirmek: söylenmeyecek birşeyi söylemek.
Gün aştı, kel garılar şaştı.
Aşağı yoldan Karamana gitmek: bir işte lüzumsuz yere uzun yolu takip etmek.
Asker ağızlamak: asker yolcu etmek.
Atların sütlüğüne bağlanması: oğlan evinin kız evine düğün eşyası ala gelmesi.
Bileğiyi gölge basmak: öğle vaktinin geçmis olmasi.
Çelengi dibinde kalmak: öksüz veya sahipsiz kalmak.
Cendereye vermek: bir konu için son derece sıkıştırmak.
Ciğer yemiş kediye dönmek: uygunsuz sekilde makyaj yapıp boyanmak.
Damdan inmiş tapadak, avrat olmuş şapadak: bilir bilmez her şeye burnunu sokması, kendisine her şeyi bilir bir kadın süsü vermesi.
Dili kürekten uzun olmak: haddini bilmeden konuşmak.
Eğrime kınacık gelmek: domatese sarılık gelmesi, kuruması.
El aleme mat olmak: herkes tarafından ayıplanmak.
Gadesini bilmek: yolunu yöntemini bilmek.
Gamıtmak: surat asmak.
Keleme şirin düşmesi: lahanaya kurt düşmesi.
Kertiğine çıkartmak: yeteri kadar olmak.
Keyfinin ahmet ağasi olmamak: canının istediği gibi hareket etmesi.
Kirece girip tüyü ele vermemek: her şeye rağmen sır vermemek.
Lafı bohcalayıp götürmek: bir konuşmayı karşı tarafa aynen aktarmak, dedikodu.
Malak eğmek: biçimsiz sekilde surat asmak.
Mirriği eğilmek: yüz eğmek, bir şeye canı sıkılmak.
İLENÇLER
Adın mengelir inşallah.
Ağız tadı ile yeme.
Ayağına bacağına hışım insin.
Başına barana budağı değsin.
Başına taş düşsün.
Başını bağrını yersin inşallah.
Bir elin asa bir elin kese dilenirsin inşallah.
Boynun boğazın altında kalsın.
Can aşına tutulsun.
Çanağın çömleğin selede sepette kalsın.
Çatadak çatlayasıca.
Çocuğun çömleğin çelengi dibinde kalsın.
Çoluğun çocuğun demir boku gevsin.
Dört tabanın güne gelsin.
Dürümeden dürtül.
Ekmek tavşan sen tazı ol ardinda seğirt.
El-ayak zülmüne uğra.
Eline versin.
Ellere kalasıca.
Gavur ellerine esir duşesice.
Geber okuna uğra.
Gitmez komaz ol.
Gittiğin yoldan gelme.
Gövdene gönenme.
Kalıbından utan.
Kalıbının hayrını bulma.
Kapına kara kilitler asılsın.
Karacaların gitsin.
Karacaların giysin.
Karacaların okusun.
Karacaların yapsın.
Karacaların yesin.
Karakabarcıklar çıkarırsın inşallah.
Karayerden kara haberin gelsin.
Karayerin dibine git.
Kavak gibi serilesice.
Kıran girsin. Mengelesice.
Ölün dağbaslarında kalsın.
Tabutunu taşıyacak el bulunmasın.
Tahtanda yunsun.
Temeli ters döner inşallah.
Yerinde yurdunda ben kalırım inşallah.
Yeşer de evin alma.
Yogol yogolasıca.
Yurduna yuvana baykuşlar tünesin.
Zehrimar yiyesice.
İYİ DİLEKLER
Allah ecir, sabır versin.
Allah tuttuğunu kolay getirsin.
Allah yol-iz açıklığı versin.
Anam dedirsin de kuzum dedirmesin.
Anan atan nurda yatsin.
Araplar, köleler hizmetçin olsun.
Başın pınar, ayağın göl olsun.
Biz eksilttik Allah yetirsin.
Ceddine rahmet.
Her yapistigin sari altin olsun.
Hızır yardımcın olsun.
Kısmetin gür olsun.
Kötü ile dünyada ahirette komşu etmesin.
Sağ gözü sol göze muhtaç etmesin.
Sonu pişmansız olsun.
Sonuna kadar gönendirsin.
Tanrı, kahbe avrat puşt oğlan şerrinden esirgesin.
Taş üstünde ekmek bitsin de ye.
Vücuduna hazreti Ali kuvveti versin.
Yat başucunda, kalk ayakucunda bul.
YÖRESEL SÖZCÜKLER VE ANLAMLARI
Sindı: makas
Ganne: şişe
Ellik: eldiven
Bel: ateş küreği
İskelit: küçük tip kazma ya da çapa
Çukur: kazma
Bışkı: testere
Eyisıranı: hamur bıçağı
Eğresi: (demirci işi) inşaat çivisi
Elicek: çıkrık kolu
Nezik: iplik çilesi dolamaya yarayan araç
Sini: bakırdan yemek sofrası
Dagar: topraktan kulah seklinde buyuk kap
Muhre: nalça çivisi
Samit: çıkrık mili üzerinde dolanmış iplik veya iplik yumağı
İlgidir: yumak halindeki ipi çile haline sokmak icin kullanilan arac
Sunturac: nalbant bıçağı
Cezvene: el leğeni üzerinde sabun koymaya yarayan ve altındaki kirli suyu göstermeyen kapak
Eğsi: yarı yanmış odun parçası
İtegi: ekmek sargısı
Mıh: demir çivi
Köşebaşı: küçük minder
Makat: battaniye, çul gibi şeylerin altına serilen ince yatak sergi
Camıç: huysuz hayvan
Giysilik: camaşırlık, camaşır yıkanan yer
Böheri: baca
Çelengi: sacak
Musandıra: evlerde meyve serilen yer
Malak: ağac, kapı kargısı
Şıpdüsen: kapı mandalı
Güllep: demirci yapmasi menteşe
Küre: ocakta tava ve tencere koymaya yarayan topraktan yapma set
Örtme: evlerin altından geçen sokak
Tura: sofa üstü saçağı
Sıyırgı: kar kürümek için kullanılan özel ağaç kürek
Yuvacı: yuvağı Çekmekte kullanılan ağaç ya da demir kol
İsmariç: sipariş
Yenekli: yemesi hoş olan sey
Topalak: bazlama
Bişirgeç: yufka ekmegi pişirmek için kullanılan düz, kılıç seklindeki ağaç sopa
Diseyleti: kadin kişi
Ganayaklı (kanayaklı): dul kadın
Mona: nine
Nini: bebek
Doşanı: kullanılmış eşya
Evlek: sebze dikilen ark
Göbet: akarsu üzerinde meydana gelmiş büyükçe havuz
Kefki: su kabağı
Harar: saman cuvali
Helke: 7-8 litrelik bakir kova
Gandak: ark uzerindeki büyük çukur
Teyin: sincap
Maşalama: meşale
Cıngıdeki: azıcık
Gadaş: kardeş
Eğiçmeç: kırman
Kazıl: kıldan yapılmış ip
Kılçar: kıldan yapılmıs kumaş
Kırklık: koyun keçi kırkmada kullanılan özel makas
Nalış: gevşek dokunmuş bez
Gelemgen: büyük masıra
Kilden: kıl taşı
Tentene: dantela
Fita: bezden, buyuk boy abdest havlusu
Gelep gelep: kat kat, demet demet
Kıvracık: çabucak
Kutu: bir gaz tenekesinin ücte biri oranında bir hububat ölçüsü
Timin: kutunun yarısı değerinde bir ölçek
Kile: sekiz kutuluk bir ölçü birimi
Mahrimbaş: çocuksuz, çocugu olmayan
Tuncukmak: dinçlesmek
Çalışmalarını bizimle paylaşan Dr. Hüsnü ÜNLÜ'ye teşekkür ediyoruz.
YÖRESEL TERİMLER
Aralama aralamak: meyve ve ağaçları budamak.
Avar etmek: sebze yapmak.
Avar içirmek: sebze sulamak.
Avar terslemek: sebze gübrelemek.
Bandırma batırmak: bandırma (cevizli sucuk) yapmak.
Çapa çapalamak: çapa yapmak.
Darı kırmak: mısır bozmak.
Eğrim devşirmek: domates toplamak.
Ekin dermek: ekin biçmek.
Ekin içirmek: ekin sulamak.
Etlik etmek: kışlıkk kıyma yapmak.
Fide fidilemek: sebze fidelerini toprağa gömmek.
Giysi yumak: çamaşır yıkamak.
Harman atmak: harman savurmak.
Iğşalamak: sallamak. “ağacı ığşalamak” gibi.
Kak yarmak: meyveleri kurutmak için dilmek.
Odun eylemek: odun kesmek.
Seğirtmek: koşmak.
Sundurmak: bir şeyi uzativermek.
Ülübü bozmak: fasulye bozmak.
Yunmak: yıkanmak.
Çalışmalarını bizimle paylaşan Dr. Hüsnü ÜNLÜ'ye teşekkür ediyoruz.
ERMENEK DÜĞÜN GELENEKLERİ
KIZ İSTEME: Kız istemede kız tanıdık ya da akraba olabileceği gibi dışarıdan yabancı biri de olabilir. Eskiden daha çok köyden tanıdık,akraba olan bilindik ailelerin kızları istenirdi. Oğlan evi daha çok kendi ekonomik durumuna uygun, aile yapısına uygun tanıdık bildik kişilerin kızlarını istemeye giderdi. Kız tanıdık biri olabileceği gibi dayısının kızı, halasının kızı ya da daha uzak bir akrabanın kızı da olabilir. Oğlanın annesi babası şu ailenin kızı bize münasip der ve oğlanın görüşü de alınarak kız istemeye gidilir.Oğlanın görüşü alınır fakat daha çok anne, babanın görüşleri önemlidir.
Günümüzde ise akraba evlilikleri görülse bile eskiye oranla çok değildir. Artık gençler evlenecekleri kişileri kendileri bulmaktadır. Görücü usulü değil; gençler konuşarak, görüşerek birbirlerini tanımaktadır. Bu tür evliliklerde oğlanın ve kızın görüşü önemlidir. Ailenin görüşü arka planda kalır. Kız ve oğlan birbirlerini sevdikleri ve istedikleri için kız tarafı da oğlan tarafı da onların evlenmelerine karşı çıkmaz.
Kız tanıdık veya yabancı olsun oğlan evi kız tarafına kızı görmek için haber yollar. Önce oğlanın annesi, ablası ve kadın akrabaları kızı görmeye giderler. Bu arada oğlan evi kızın ve kız evinin tertip düzenine, hizmetine ve saygısına dikkat eder. Kız güler yüzlü mü misafirperver mi saygılı mı buna bakılır. Kız tarafının olumlu davranması ve oğlan tarafının kız tarafını olumlu bulması sonucunda oğlan, oğlanın annesi, babası oğlan tarafının büyükleri kız istemeye giderler. Kız isteme olmadan önce oğlan evi ve kız evi birkaç kez görüşür, tanışır, kaynaşır.Oğlan evi kız evini araştırır kız evini daha yakından tanıyan kişilerden kız evinin soyu, sülalesi, geçmişi hakkında bilgi edinir. Aynı işlemi kız tarafı da yapar. Görüşmeler ve araştırmaların sonucu olumlu olursa, iyi olduklarına kanaat getirirlerse kız istemeye karar verilir.
Büyükler oğlanla birlikte kız istemeye giderler. Hal hatır sorulması yapılır.Kız, misafirlere kahve ikram eder, kahveler içilirken oğlan tarafının büyüklerinden sayılan bir kişi "Kızınızı Allah’ın emri peygamberimizin kavli ile oğlumuza istemeye geldik " der ve kızı ister. Kız tarafı uygun görürse " Hoş geldiniz sefalar getirdiniz Allah yazdıysa olur inşallah" der. Kız tarafı uygun görmez ise münasip bir dille "Nasibinizi başka yerde arayınız" der. Bazen de kız tarafı "Bir düşünelim, tanışalım, danışalım" der. Kız tarafı eğer kızı verecek ise ağız tadını gönderin der ve söz kesmeye hazırlanılır. Oğlan tarafı ağız tadını getirerek söz kesilir.
SÖZ KESME: Kız istemeden sonra kız tarafı kızı verdiklerini beyan ettiklerinde sıra söz kesmeye gelir. Söz çok kalabalık bir şekilde değil genellikle aileler arasında olur. Ailenin ileri gelen yakın akrabaları ve büyükleri bulunur. Söz kesmede herhangi bir yüzük takılmaz. Yüzük nişanda takılır. Söz kesmede genellikle gelin için alınacaklar, geline takılacak takılar, ziynet eşyaları, alınacak kıyafetler, ev eşyaları, nişan- düğün tarihi, düğünün hangi mevsimde olacağı, söz kesmeden sonra gelen nişan için yapılacak hazırlıklar, geline ne kadar takı takılacağı, ev eşyalarının ne zaman alınacağı yani kısacası; kız evinin ve oğlan evinin nişan ve düğün için neler yapacağı, neler alacağı ayrıntılı bir şekilde konuşulur.
Nişan ve düğün için yapılacaklar konuşulduktan ve bir karara varıldıktan sonra hoca tarafından Kur’an okunur ve dua edilir böylece söz kesilmiş olur. Sözü tatlıya bağlamak amacıyla şerbet içilir, lokum-bisküvi veya çikolata yenir.
Söz kesildikten sonra ikinci bir gelişte oğlan evi kıza bir takı getirir. Aradan bayram geçerse kız verilip söz kesildikten sonra ramazan bayramında oğlan evi kız için hediye getirir, bayramlık kıyafet alınır. Kurban bayramındaysa kız evine kurbanlık gider, kurbanlık koçun boynuzuna bilezik hediye olarak takılır, daha sonra birtakım elbise ya da oğlan evinin gönlünden ne geçerse, ekonomik durumu neye müsaitse geline hediye alınır. Alınan hediyeler kurban bayramından bir gün evvel kız evine gelir. Kurban bayramı günü kurban da kesilir, şu gelin adayının kurbanı kesilmiş denir, etrafa duyurulur ve kurban dağıtılır.
Bu yörelerde söz kesme, nişan düğün ardı ardına olur. Söz kesmeden hemen sonra nişan ve ardından hemen sonra da düğün yapılır. Bu törenlerin arası çok uzun tutulmaz. Eğer oğlan evi çiftçilik yapıyorsa hemen harmandan sonra düğünü yapar. Oğlan evi başka bir işle uğraşıyorsa da en kısa sürede hazırlıklarını tamamlar ve nişandan sonra hemen düğünü yapar.
NİŞAN: Söz kesildikten sonra hemen nişan hazırlıklarına başlanır. Nişan kız evinde ya da oğlan evinde olur. Fakat genellikle kız evinde olur. Ev müsait değilse bir birleşme yeri yani salon tutulur orada nişan yapılır. Nişan, söz gibi aile arasında yapılmaz. Nişan daha kalabalık yapılır. Tanıdıklar, akrabalar, komşular davet edilir. Nişan kalabalık da yapılsa yine de kişi sayısında bir sınırlama yapılır. Tutulan salon kaç kişilikse ona göre davet listesi hazırlanır. O listede yazan kişileri nişana çağırmak için ekonomik durumu iyi olmayan bir kişi tutulur. Buna "Geliş Tutma" denir. Kız evi de oğlan evi de bir kadını geliş tutar. Bu kişi tek tek dolaşarak o listede yazan kişileri nişana davet eder. Önce nişan sahibinin selamını verir. Şu kişinin kızının ya da oğlunun şurada şu tarihte nişanı var buyurun gelin der. Davetli kişi de davet için gezen kadına gönlünden ne koparsa bir şeyler verir.
Nişanda ikram olarak yemek verilmez. Eskiden durumu iyi olanlar nişanda yemek ikram ederlermiş fakat artık nişanda yemek verme kültürü yok denecek kadar azdır. Nişan evde olursa çay, kuru pasta ikram edilir. Eğer nişan salonda olursa yaş pasta ya da kuru pasta ve meşrubat ikram edilir.
Nişanda oğlan evi geline takı takar. Fakat takıların tamamı takılmaz. Bir miktar takı takılır geri kalanı düğünde takılır. Bazen belki ileride nişan bozulur diye hiç takılmadığı da olur. Çünkü nişan bozulduğu zaman takıları geri istemek ayıp kabul edilir. Nişan bozulduğu zaman kimin nişanı bozduğu önemli değildir oğlan evi de kız evi de alınan hediyeleri birbirlerine geri gönderir.
Nişanda gelin ve damat adayına nişan yüzüğü takılır. Kırmızı bir şeridin bir ucuna oğlanın yüzüğü bir ucuna kızın yüzüğü bağlanır. Gümüş bir tepsinin içinde yüzükler gelir. Oğlan evinden ya da kız evinden sözü geçen saygı duyulan bir kişi kısa bir konuşma yapar, yüzükleri gençlere takar ve şeridi keser. Yine söz kesmede olduğu gibi nişanda da hoca tarafından dua okunur.
Nişana gelen misafirler de gelin ve damat adayına takı takar. Daha çok para takılır. Kıza takılan takılar kızda, oğlana takılan takılar oğlanda kalır.
Nişan da yapıldıktan sonra sıra düğün hazırlıklarına gelir. Nişandan sonra düğün hazırlıkları için iki aile birbirine çok sık gelip gider. Düğün hazırlıklarına başlanır.
DÜĞÜN: Nişan merasiminden sonra sıra düğün hazırlıklarına gelir. Düğün hazırlıkları oğlan ve kız evinin birbirlerine bohça götürmesiyle başlar. Kız tarafı ilk önce erkek tarafına bohça götürür. Bohçanın içinde damat için çamaşır, kıyafet, damat terliği, damat ayakkabısı, damat havlusu yani bir insan için ne lazımsa onlar alınır bohçalara konulur ve oğlan evine gönderilir. Aynı işlemi oğlan evi de yapar. Gelin için çamaşır, ayakkabı, terlik, pijama, kıyafet, havlu gibi yine ihtiyacı olan her şey alınır bohçalara koyulur ve kız evine gönderilir. Kız ve oğlana alınan eşyalar dışında kayın anneler(kaynana) ve kayın babalar(kaynata) ve kardeşler için de bazı hediyeler alınır ve yine bohçalara konulur ve gönderilir. Bu işleme bazı yörelerde “Dürü Hazırlama” da denir.
Bohça göndermeden sonra kızın çeyizi sandıkla oğlan evine gönderilir. Oğlan evi sandığı almaya geldiğinde “Sandık Parası” verir. Sandık parası verilir ve sandık oğlan evine getirilir. Çeyiz oğlan evine geldikten sonra çeyiz serme işlemi yapılır. Kızın evinden getirilen çeyiz kızın yakın akrabaları tarafından eve yerleştirilir yani eve serilir.
Çeyiz sermeden sonra “Sandık Göre Gitmişler” ismini verdikleri düğün alışverişine çıkılır. Kız tarafı ev için gerekli olanları beğenir oğlan tarafı parasını öder. Bu alışverişe kızın ve oğlanın yakın akrabaları, anne ve babaları olmak üzere kalabalık bir şekilde gidilir.
Yine nişanda olduğu gibi düğün için de “Geliş Tutma” yapılır. Yoksul, ekonomik durumu iyi olmayan bir kadın bulunur bu komşulardan biri de olabilir o kişi tek tek dolaşıp düğüne çağırılacak tanıdıkları, akrabaları düğüne davet eder. Geliş tutan kişiye ya para ya da yiyecek malzemesi verilir.
Ermenek yöresinde verilen düğün yemeğine “Velime” denir. Bu yemek oğlan evi tarafından hazırlanır. Durumu iyi olanlar üç dört gün düğün yemeği verir. Düğün pazar olacaksa çarşamba veya perşembe gününden yemek verilmeye başlanır. Durumu iyi olmayanlar ya bir gün ya da sadece yakın akrabalarına yemek verir. Bir aşçı tutulur ve yemekler o kişiye yaptırılır. Yemeği yapan aşçı genellikler kadındır. Aşçının yanında ona yardım edecek üç dört tane yardımcısı bulunur. Bunun yanında komşular da yemek yapımı için aşçıya yardım eder. Aşçıya yemekleri yapması karşılığında para verilir.Düğün yemekleri beş altı çeşit yapılır. Bamya, etli pilav, yoğurt çorbası, su böreği, sebze yemeği, baklava, sarma, fasulye yemeği ve oklava çekmesi tatlısı çeşitlerinden oluşur. Ayrıca oğlan evinin komşuları ve akrabaları tarafından düğünden birkaç gün önce “Yufka” adı verilen ekmek de yapılır. Bu ekmek sadece düğünde değil normal günlerde de yapılır.
Oğlan evi, damının kenarına bayrak asar. Bayrak asılan yer düğün evidir. Gelin almaya giderken bayrakçı bu bayrağı kaldırır ve gelin almaya vardıklarında kız evinin damına asar. Bayrak kız evinin damından inmeden gelin alıcı kalkmaz.
Düğün günü oğlan “Damat Tıraşı” olur. Damat tıraşı için ayrı bir tören yapılmaz. Düğün evine berber getirilir yada Damat berbere gider orada tıraş olur. Berber bıçak kesmedi bıçağı bilettirelim gibi sözlerle damattan ve damadın yakınlarından bahşiş almaya çalışır. Daha eski dönemlerde damat tıraşı köy meydanında davul ve zurna eşliğinde yapılırmış. Şimdi ise berberde yapılır.
Düğün, günümüzde olduğu gibi salonda değil kız ve oğlan evinde ayrı ayrı yapılır. Kına gecesi düğün olarak kabul edilir. Kına genellikle cumartesiyi pazara bağlayan gece yapılır. Kına gecesi hem kız hem oğlan evinde yapılır. Kıza da oğlana da kına yakılır. Oğlana oğlan evinde kına yakılır. Oğlan evinde yapılan kınada daha çok oğlanın arkadaşları bulunur. Bu esasen bekârlığa veda gecesi gibi bir şeydir. Oğlana yakılacak kına kız evinden gönderilir.Oğlan iki rekât namaz kılar namazdan sonra orada bulunan kişiler seccade üzerine altın ya da para koyar. Böylece oğlan evine bir katkı sağlanmış olur. Erkek kınasını isteyen yapar istemeyen erkek kınası yapmaz. Kız kınası ise her gelin için yapılır. Kız evinde olur. Kınadan önce gelin kına için hazırlanır. Eskiden kuaföre gitmek çok yaygın olmadığı için gelini kız arkadaşları hazırlar. Gelinin kınada giyeceği kıyafet gelir ve geline giydirilir. Bu allı pullu göze görünür, kırmızı, pembe ya da mavi bir tuvalettir. Böylece gelin kına için hazırlanır.Kız evine oğlan evinden de misafir gelir kız eviyle birlikte yöresel ve milli oyunlar oynanır.
Kız evinde olan kınanın masraflarını kız evi karşılar. Gerekli sandalye, masa verilecek ikramlar kız evi tarafından hazırlanır. Lokum, şeker, çay ya da soğuk içecek ikram edilir. İkramdan sonra oğlan evinde olduğu gibi kız evine de gelen davetliler altın ya da para takar. Kına gecesine gelmeyen ya da gelip de takı takmayan misafirler gelin almadan sonra gelin oğlan evine geldiği zaman da takısını takabilir. Kına kız evinde hazırlanır kızın bir yakını tarafından geline kına yakılır. Kına yakılırken gelinin elinin içine arılık olsun diye altın koyulur. Kına yakıldıktan sonra “Gelin Okşama” yapılır. Gelin okşama “kızım seni anan mı verdi baban mı verdi kınan mı yakıldı” diye gelini ağlatırlar. Gelin okşama, esasında gelin ağlatmadır. Kına yakıldıktan sonra biraz daha eğlence yapıldıktan sonra kına yakma merasimi sona erer.
Günümüzde ise erkek ve gelin için ayrı ayrı kına gecesi yapılmaz. Kına için bir mekân ayarlanır. Damat ve geline birlikte kına yakılır. Kınada ikram olarak çerez ( leblebi, üzüm, fıstık, nohut..) ve içecek ikram edilir. Çerezler çerez paketine paketlenir ve gelen misafirlere kına yakıldıktan sonra dağıtılır. Ayrıca küçük kına keseleri hazırlanır o da gelen misafirlere dağıtılır. Günümüzde yapılan kınada herhangi bir takı takılmaz çünkü kına gecesinden hariç başka bir gece düğün yapılır. Takılar düğünde takılır.
Kına akşamının ertesi günü gelin alma yapılır. Gelin almada gelin gelinlik giyer. Gelini yine arkadaşları hazırlar giydirir. Gelinin başına “Veli” denilen allı pullu bir örtü örtülür. Gelin evden çıkmadan gelinin babası ve erkek kardeşi kuşak bağlar. Eskiden böyle bir gelenek yoktur fakat günümüzde bu gelenek yaygındır. Gelin ayakkabısını giymeden önce gelinin babası ayakkabının içine altın ya da bir miktar para koyar. Gelinin ayakkabısını babası giydirir. Gelin evden çıkmadan bir odaya kilitlenir ve gelini almaya gelen damadın yakınlarından “Kapı Açma Parası” alınır. Para alınmadan kapı açılmaz. Bu günümüzde de yaygın olarak yapılan bir gelenektir.Oğlan evinden gelin almaya gelenlerle birlikte kıbleye dönülür ve dua okunur. Oğlan evi dualarla gelini alır ve evlerine getirir. Gelinin yanında yengesi ya da bir akrabası bulunur. Oğlanın yanında ona yardım eden sağdıcı bulunur. Sağdıç gelin alındıktan sonra gelin arabasının önünü kesen çocuklara para dağıtır. Sağdıç sadece damadın olur gelinin sağdıcı yoktur. Oğlan evine varılınca damat dama çıkar,gelinin başına bozuk para ve leblebi serper. Serpilen paraları ve leblebileri çocuklar kapışır.
Gelin oğlan evine geldiğinde gelin için kurban kesildiği de olur. Gelin kurban üstünden atlatılır. Bu gelinin kocası için kurban olmaya razı olduğu anlamına gelir. Başka bir gelenek de gelin kapıdan girmeden kapının yanına bir kap içinde su konulur gelin kapıdan geçerken o suyu devirir. Buna “Su Deptirme” adı verilir.Bir de geline keser ve çivi verilir çakması için bu çiviyi sağlam çakması gerektiği söylenir. Bu gibi gelenekler bu yörede çok fazladır. Bu işlemlerden sonra kayınvalide (kaynana) gelinin başında bulunan örtüyü açar. Şimdi damat açıyor ve ondan sonra öpüyor, o zaman kayın valide gelinin yüzünü açar ve takmak istediği bir takı varsa takar. Gelin de kayın validesinin elini öper ve evin büyük salonuna geçer. Oğlan evinin bütün tanıdık ve akrabaları gelini görmek için oğlan evine gelir. Damat gelini alır odalarına götürür buna “koltuğa alma” denir. Orada damat geline takı takar ve tekrar alkışlar eşliğinde kalabalığa çıkarlar. Takı takmayan o sırada takı takar ve oğlan evinde eğlenceye devam edilir.
Yatsı namazından sonra damat eve katılır. İmam nikâhı kıyılır. Resmi nikâh düğün olasıya kadar geçen sürede kıyılır. Resmi nikâh yapılmadan imam nikâhı kıyılmaz.İmam nikâhı mutlaka gerdek gecesi öncesi yatsı namazı sonrası kıyılır. Daha sonra evde gelin ve damattan başka kimse kalmaz.Damat ve gelin yalnız bırakılır böylece düğün sona ermiş olur.
Kız evi gerdek gecesinde gelin ve damadın yemesi için tatlı gönderir. Buna “Gelin Önlüğü” denir. Gelin önlüğü gerdek gecesinin sabahında da kız tarafı bir kez daha gönderilir.
Gelin alındıktan bir gün sonra bir eğlence yapılır. Bu eğlencenin adına “Teftere” denir. O gün gelin renkli kıyafet giyer. Yine saçı makyajı yapılır. O gün oğlan evinin günüdür çünkü kız evi gelecektir. Oğlan evi ikram edeceklerini hazırlar. Baklava ya da başka bir tatlı ikram eder. Yemek vermek isterse yemek de verebilir. Oğlan evinin durumu neye müsaitse onu yapar. Kız evi kalabalık bir şekilde oğlan evine gelir. Gelinin sadece akrabası, komşuları gelir gelinin annesi ve babası gelmez.Oğlan evinin akrabaları da gelir. Teftere eğlencesinde gelin, yakınları, oğlan evinden gelen kişiler oyun oynar eğlence yapar. Teftere yapılırken oğlan buna katılmaz. O ya arkadaşına ya da başka bir yere gider. Yemekler yenir kahveler içilir sonra herkes dağılır.Düğünden sonra bir hafta içinde erkek tarafı gelinle beraber el öpmeyekız evine, anneye babaya gelir. Kız tarafı da biraz uzun bir süre sonra kızlarını görmeye giderler. Böyle gidip gelmelerle akrabalık ilişkilerini geliştirmiş olurlar.